İP

Gazeteciliği 37 yıldır yapan bir isim olarak, zaman zaman haberlerimiz ve yazılarımız nedeniyle siyasetçilerle ters düşüyoruz. Bu durum genellikle geçici oluyor ve sonrasında görüşmelerimizi sürdürüyoruz. Ancak iki siyasetçi ile aramız uzun süredir bozuk ve düzeleceğini sanmıyorum.

Bunlardan biri Ayhan Sefer Üstün. Adalet ve Kalkınma Partisi’nde 4 dönem milletvekilliği yapan Üstün, özellikle son dönemde kurucusu olduğum gazeteyi kapattırmaya çalıştı, sarı basın kartlarımızın iptal edilmesi için çabaladı, hatta Başsavcı’ya gidip beni içeri atılmam için yalvardı. Kendi imzasıyla hakkımda uyduruk suçlamalarla suç duyurusunda bulundu ve ziyaretçilerimi fişleyerek partisinin genel merkezine iletti. Bu nedenle “dosyacı vekil” olarak anıldı ve sonunda partiden dışlandı.

Gelecek Partisi’ne katılan Üstün’ün Sakarya’da etkili olamamasının nedeni, kişisel kaprisleri olarak görülebilir. Benzer şekilde, Cumhuriyet Halk Partisi’ne katılan Ümit Dikbayır ile de sorunlar yaşadım. Dikbayır, İyi Parti’de milletvekili olduğu dönemde, parti adına kısaltma olarak “İP” ifadesini kullandığım için bana darıldı. O günden sonra ilişkilerimiz kesildi ve 2019 yerel seçimlerinde partililerinin bize selam vermesini bile yasakladı.

Ancak 2023 seçimlerinde Dikbayır partiden ihraç edildikten sonra, İyi Parti yöneticileriyle görüşmelerimiz normale döndü. Dikbayır şimdi Cumhuriyet Halk Partisi’nde. Acaba yeni partisinin adını “CHP” diye yazsam kızar mı?