İzmir Afet Koordinasyon Çalıştayı: Hazırlık ve İş Birliği Önerileri

İzmir Afet Koordinasyon Çalıştayı Açılışı

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, alanında uzman isimleri bir araya getiren İzmir Afet Koordinasyon Çalıştayı’nın açılışında önemli açıklamalarda bulundu. Tugay, “Dileğimiz afetsiz bir yaşam sürmek ancak bunun yalnızca dilemekle olmayacağını hepimiz biliyoruz. Hazır şehirler olmamız gerekiyor. Herhangi bir afetin öncesinde gerekli hazırlıkları yapmış ve başına geldiğinde de hasarı en aza indirecek kentler haline gelmemiz şart. İzmir, bu konuda gerekli birikime, görgüye ve bilgiye sahiptir.” dedi.

İzmir Büyükşehir Belediyesi Afet İşleri Dairesi Başkanlığı tarafından düzenlenen bu çalıştay, Tarihi Havagazı Fabrikası’nda gerçekleştirildi. Afet sırasında ve sonrasında yapılması gerekenleri 5 başlık altında ele alacak olan bu etkinlikte konuşan Başkan Tugay, “Bilgi paylaştıkça artar. Bu çalıştaylar, bilgi paylaşımı için bir fırsat sunmakta ve aynı hedefe odaklanmamızı sağlamaktadır. Kentimizde gerçekleştirilecek ortak çalışmalar için önemli katkılar sunacaktır.” şeklinde konuştu.

“Deprem Master Planımız için Işık Tutan Veriler”

Tugay, kentlerin her geçen gün daha da kalabalıklaştığını vurguladı. “Kentler, bazen kontrolsüz bir şekilde büyüyen ve sıkça altyapı sorunları yaşayan yerleşim birimlerine dönüşmektedir. Ne kadar çok bina ve insan varsa, afet sonrası yıkım da o kadar fazla olmaktadır. Bu nedenle, afetlere karşı hazırlıklı olmamız son derece önemlidir.” dedi. Başkan Tugay, 30 Ekim 2020 İzmir ve 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş depremlerine de dikkat çekerek, “Her iki deprem, birçok şeyin farkına varmamızı sağladı. Bu konularla ilgili pek çok ders çıkarıldı ama çıkarılan derslerin yeterince uygulamaya yansıdığını düşünmüyorum. İzmir’de yürüttüğümüz zemin araştırmaları, yapı envanteri çalışmaları ve faylarla ilgili çalışmalar, önemli bir veri tabanı oluşturdu. Önümüzdeki günlerde bu veriler ışığında önemli çalışmalar gerçekleştireceğiz. İzmir’in şu an için bir Deprem Master Planı bulunmamaktadır. Hazırlanan planın üzerinden 25-26 yıl geçmiş durumda. Bu süreçte yeni araştırmalar yapılmış olmasına rağmen, mutlaka güncellenmesi gereken bir plan var. Göreve geldiğimiz günden beri yeni Deprem Master Planı için çalışıyoruz. Bu çalıştay, Deprem Master Planımız için ışık tutacak veriler sağlayacaktır.” ifadelerini kullandı.

“Yangın Riski Haritalandırıldı”

Başkan Tugay, 30 Ekim depremindeki koordinasyon eksikliğine de dikkat çekerek, iletişim ve koordinasyonun en hızlı şekilde sağlanması gerektiğini belirtti. Çalıştayın en önemli amacının afete hazırlık kapsamında tüm planlamanın tamamlanması olduğunu vurgulayan Tugay, “Bu çalıştay bizim için çok değerlidir. Elde ettiğimiz sonuçlarla kurumlar arasındaki koordinasyonu, ilgili tüm birimlerimizin çabasıyla sağlayacağız. Geçen yıl Yamanlar’da yaşanan büyük yangını da unutmamalıyız. Sadece deprem değil, yangınlar ve seller gibi yıkıcı etkileri olan durumlarla da ilgileniyoruz. Yangınla ilgili birçok çalışma yaptık ve yapmaya devam ediyoruz. Afet yönetiminde, öncesi ve sonrasındaki çalışmalarla ilgili mevcut teknolojinin faydalı olduğunu ve daha verimli kullanmamız gerektiğini düşünüyorum. İzmir’de hangi ormanlık alanlarda yangın riskinin daha yüksek olduğunu haritalandırdık. Bu harita, yangın başlama ihtimali yüksek yerleri daha yakından izlemek için takip sistemleri kurmamıza olanak tanıyacak. Ayrıca, ulaşımı hızlandırmak için yeni araçlar ve istasyonlar ekleyeceğiz.” dedi.

Koordinasyon ve Hareket Kabiliyeti Artacak

İklim krizine de değinen Başkan Tugay, yaz aylarında yüksek sıcaklıklar nedeniyle orman yangınlarının devam edeceğini belirterek, “Belki hiç beklemediğimiz büyük yağışlar ve arkasından seller yaşanabilecek. Kentlerimizi her anlamda yapılandırırken bunları hesaba katmalıyız. Birbirimize bilgi aktarmalı ve uyarılar yapmalıyız. Dileğimiz afetsiz bir yaşam, ancak bunun yalnızca dilemekle olmayacağını biliyoruz. Hazır şehirler olmamız gerekiyor. Herhangi bir afetin öncesinde yapılması gerekenleri yapmış, başına geldiğinde de o hasarı en aza indirecek kentler haline gelmemiz şart. İzmir, bu konuda gerekli birikime, görgüye ve bilgiye sahiptir. Koordinasyon ve hareket kabiliyetimizi artırdıkça, insanlarımız daha güvenli bir yaşam sürdürebilecektir. İzmir Büyükşehir Belediyesi, afetlerle ilgili yapılacak her türlü çalışmada donanımını artırma yolunda büyük çaba sarf etmektedir. Herkesin bu çalışmaya içten katılması, ihtiyacımız olan en önemli şeydir.” dedi.

Bilim İnsanı Sözbilir’den Teknik Sunum

İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi’nin (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, çalıştayda teknik bir sunum gerçekleştirdi. Son günlerde yaşanan depremler hakkında bilgi veren Sözbilir, “20 gündür doğru düzgün uyumuyoruz. Depremleri analiz etmeye çalışıyoruz. Bugünkü çalıştay, bu nedenle oldukça anlamlı. Afetten en az zararla nasıl çıkabiliriz, bunu konuşuyoruz.” dedi.

Sözbilir, Santorini Adası’nın kuzeyinde yaşanan depremlere dikkat çekerek, “Orada gerçekleşecek 7,5 büyüklüğündeki bir deprem, İzmir’de de hissedilebilir. Meteorolojik duruma bağlı olarak İzmir’de kül yağması da yaşanabilir ve bu, köy evlerinin çatısının çökmesine yol açabilir.” şeklinde konuştu. Ayrıca, Santorini’de meydana gelebilecek bir depremde İzmir’in yapı stokunun durumuna bağlı olarak yıkımlar olabileceğini kaydetti. 30 Ekim depreminin İzmir’den uzak bir bölgede meydana gelmesine rağmen, yine de İzmir’de ciddi yıkımlara yol açtığını vurguladı.

“Hasar Tahminine Geçmemiz Gerekiyor”

Sözbilir, Santorini’de birçok volkan bulunduğunu belirterek, “Son 1 milyon yıl içinde farklı zamanlarda volkanik püskürmeler gerçekleşmiştir. Bunları depremler izlemiştir. Bazen deprem sonrası hem tsunami hem de volkan patlaması yaşanmıştır. Patlamalarda dönemin iklimi ve hava koşulları son derece önemlidir. Olası bir volkanik patlama durumu için de önlem almamız gerekmektedir. Küller binaların üzerine geldiğinde köy evleri ağırlıktan dolayı çökebilir. Herkesin cebinde ağzını ve burnunu kapatacak bir şey bulundurması önemlidir.” ifadelerini kullandı. Ayrıca, artık hasar tahminine geçilmesi gerektiğini de belirterek, “İl Afet Risk Azaltma Planı (İRAP) eylemleri oldukça önemlidir. 2021’de başlattık. Bu planın içinde her şey yer alıyor, ancak volkanik patlama ile ilgili maddeler eklenmesi gerekiyor.” dedi. 2030 yılının İzmir’in her türlü afete hazır olduğu bir dönem olarak düşünülmesi gerektiğini belirten Sözbilir, “Erken uyarı sistemi depremlerde çok önemlidir. Bina bazında bu sistemin var olması gerekir.” diye ekledi.

Çalıştayda Değerlendirilecek Konular

Çalıştayda, özellikle depremle ilgili planlamalara ağırlık verilecektir. Aşağıdaki konular üzerinde yeni senaryolar geliştirilecektir:

  • Altyapı ve lojistik
  • Koordinasyon ve iletişim
  • Teknolojik araçlar ve veri kullanımı
  • İnsani yardım ve acil müdahale
  • Eğitim ve olay yeri ile olay yeri dışı uygulamalar
  • Gönüllü yönetimi ve dezavantajlı bireylerin desteklenmesi

Afet Koordinasyon Çalıştayı ile İzmir’de olası bir deprem durumunda, afet sırasında ve sonrasında ortaya çıkabilecek temel ihtiyaçlar ile müdahale yöntemleri detaylı bir şekilde değerlendirilecektir. Ayrıca, kurumlar arası iş birliği ve koordinasyonun güçlendirilmesi, teknolojik araçlar ile veri paylaşımının yaygınlaştırılması, eğitim ve farkındalık çalışmalarının derinleştirilmesi için atılması gereken adımlar belirlenecektir. Bu sayede, kentin ve toplumun afet sonrası süreçlere daha dirençli, hızlı ve verimli yanıt vermesi sağlanacaktır.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir