Selami Öztürk’ün ardından!
Selami Öztürk, aramızdan ayrıldı
Sabahın erken saatlerinde, nedensizce tedirgin hissettiğim bir telefon çağrısı aldı. Beklediğim gibi, ortak dostumuz Selami Öztürk ile ilgili kötü haberi verdi. Serdar Yener, Selami’nin evinde sabah namazı için kalktığında geçirdiği kalp krizi sonucu yaşamını yitirdiğini söyledi.
Selami’yi, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Sapanca’da kurucu ilçe başkanlığını yaptığı dönemden beri tanırım. Partisini ve liderini tutkuyla seven bir siyasetçi olarak her zaman saygıdeğer buldum. Siyasi görüşlerimiz farklı olsa da, onun bağlılığını takdir ettim.
Selami’yi tanıyan herkes, “İsteseydi…” sözüyle tanımlar. Oysa o, bir siyasetçi olmasına rağmen, mütevazı bir hayat yaşadı. Sıkıntılarını kimseye söylemedi, ihtiyaç duyduğu desteği ise göremedi. Bugün siyasette olan birçok kişinin onun sayesinde bu konumlara geldiğini en iyi bilenlerdenim. Ne yazık ki, siyasette vefa pek görülmez.
Selami’nin en beğendiğim yanı, eleştirilerini direkt ve açıkça dile getirmesiydi. Partide ve şehirde etkili isimlere yaptığı sert çıkışlarına sık sık tanıklık ettim. Gazeteye sık sık gelerek sohbet etme alışkanlığı vardı.
Kızının ve oğlunun başarılarıyla gurur duyardı. Kızının Maliye Bakanlığı’ndaki memuriyeti ve güvenilir bir bürokrat olması, onun en büyük mutluluğu.
Bir süredir sağlık sorunları yaşıyordu. Diyaliz makinesine bağlı olarak yaşamıyordu. Kalp sorunları da vardı. Ona dikkat etmesini tavsiye ederdim, o ise “Boş ver,” derdi, “en fazla toprağın altına gireriz.”
Allaha rahmet, mekani cennet olsun.





